• Kaşif Kozinoğlu,

    1955 yılında Trabzon‘da doğmuştur. Annesi Belgin Kozinoğlu’dur. Figen Bıçakçı adlı bir kız kardeşi vardır. 1976 yılında Kara Harp Okulu‘ndan teğmen olarak mezun oldu. Mezun olur olmaz Isparta, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda komando kursu gördükten sonra 1980 yılına kadar burada görev yaptı.

    1980 yılında Özel Harp Dairesi‘nde göreve başladı. 1992 yılında Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı adını aldı. 1995 yılına kadar Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın istihbarat ve eğitim ile ilgili bölümlerinde görev yaptı. Özel Kuvvetlerin bir kolu olan kısa adı MAK olan Muharebe Arama Kurtarma Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı.

    1995 yılında emekli olup MİT‘e girdi. Burada süreklindu. Suriye, Bosna-Hersek ve Afganistan bölgesinde görev yaptı. Asya bölgesinin tamamı sorumluluk alanında olduğu için Orta Asya’dan Çin‘e kadar gidip geldi. 2010 yılının Eylül ayında MİT müsteşarı Hakan Fidan‘ın talimatıyla Başmüşavir olarak Asya bölgesine atandı. Eylül ayından itibaren de 5 defa yurt dışı görevine gönderildi.

    Kaşif Kozinoğlu, 11 Ocak 2011 tarihinde yine görevli olarak yurt dışına gönderildi ve 9 Mart 2011 tarihinde görevden döndü. 10 Mart 2011 günü Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz‘e ifade verdikten sonra Ergenekon davası kapsamında ve ODA TV soruşturması kapsamında gizli devlet belgelerini sızdırdığı gerekçesiyle mahkeme tarafından tutuklanarak Silivri‘deki cezaevine konuldu.

    13 Kasım 2011 tarihinde Silivri Cezaevi’nde kaldığı odada fenalaştı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Kâşif Kozinoğlu, 13 Kasım 2011 tarihinde 56 yaşında iken İstanbul, Silivri Cezaevi’nde kalp krizinden vefat etti. Kâşif Kozinoğlu, ölmeseydi 22 Kasım 2011 tarihinde ilk duruşmasına çıkacak idi.

    Emekli Albay Hasan Atilla Uğur’un oğlu Oğuzhan Uğur, Odatv davasında yargılanırken, savunma yapamadan cezaevinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden MİT Asya sorumlusu Kaşif Kozinoğlu’nun kendisine verdiği mektubu açıkladı.  

    Oğuzhan Uğur, “babala” adlı youtube kanalında, Kaşif Kozinoğlu’nun Bosna’daki daha önce gündeme gelmeyen gizli görevini anlattı. Kaşif Kozinoğlu’nun cezaevindeki koğuş arkadaşı, Oğuzhan Uğur’un babası Hasan Atilla Uğur’du.

    “Bosnalılar, Sırp sniperlar tarafından avlanıyorlar. Kim müsaade etti buna. O zamanın Cumhurbaşkanı rahmetli İzzetbegoviç, Türkiye’den yardım istiyor” diyen Uğur şunları söyledi:  

    “TÜRK SUBAYI KİM; KEMAL KAHRAMANOĞLU”

    “Türkiye göndersin tabi uçaklarını, tanklarını Sırpların üzerine öyle bir şey var mı? Begoviç çok akıllı bir adam, biliyor ki Türkiye uçak, tank göndermez, biz de snipera karşılık sniperla karşılık verelim, ama bölgede sniper yok, sniper eğitmek kolay mı? ‘Bizim de sniper timleri kurmamız lazım’ diyor ve Türkiye’den bu konuda yardım istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tabi ki buna kayıtsız kalmıyor. Kendini çeşitli görevlerde kanıtlamış kahraman bir Türk subayını görevlendiriyor. Türk subayı kim; Kemal Kahramanoğlu. Girip bakın Google’a, kesinlikle bulamayacaksınız. Çünkü onun gerçek adı Kaşif Kozinoğlu’ydu. MİT’in dış operasyonlar sorumlusu. Türkiye Cumhuriyeti onu uçakla Bosna yakınlarında bırakıyor paraşütle, o inip Bosna köylülerini bulup eğitmeye başlıyor.”  

    “YAŞANMIŞ ŞEYLER İYİ ANLATILIR UNUTMA!”

    Oğuzhan Uğur, “Kaşif Kozinoğlu, yaşadığı bu Bosna hikayesini kendi el yazısıyla kağıtlara yazıp bana teslim etti” diyerek şöyle devam etti:

    “28 Mayıs 2011’de, Silivri’de gece tam 01:30’da yazmış. Hayatın gerçeği şudur, güçlü olan zayıfı daima ezer. Adalet ise arada sırada da olsa tecelli eder. Amcan K.K. Yaşanmış şeyler iyi anlatılır unutma! Bir gün ölürsem eğer bunu sen anlatacaksın gelecek nesillere demişti. Allah geçinden versin canım, Kaşif Kozinoğlu, dağ gibi bir adam, ölürsen ne demek. Bunu bana verdikten kısa bir süre sonra rahmetli oldu.”

    Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar Tarafından Kolektif

    MİT Asya Bölgesi Başmüşaviri Kâsif Kozinoğlu’nun Ölümünden Kısa Süre Önce Aydınlık’a Gönderdiği El Yazıları, Tıpkıbasım… AKP’yi Kapatma Davası ve Serdar Özgüldür Olayı…Hikmet Yar-Tayyip Erdoğan İlişkisi ve Usame Bin Laden… “Bizi Hapsederken Mahvettikleri Yargı Bizim Yargımızdır”… Fethullah Gülen ve Okulları… Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ve Fethullah Gülen…Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün ABD ve İsrail İlişkileri… MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Yaptığı Atamalar ve Büyükanıt’ın Bildiği RTE Sırları… AKP, PKK ve Kürt Sorunu…AKP İktidarının İç ve Dış Politikada Geldiği Yer… “Öldürmek Dahil Her Şeyi Yaptırabilir”…Tayyip Erdogan’ın İsviçre’deki Gizli Hesapları ve Kılıçdaroğlu’nun BND Görüşmesi…Türkiye Cumhuriyeti Devletini AKP Nasıl Ele Geçirdi…(Tanıtım Bülteninden) Taşınabilir belge biçimi, Acrobat ürünleri için Adobe tarafından oluşturuldu. Bu biçim için yazılım desteği birçok cihazda mevcut olduğu zamanlarda bu çok popüler bir biçim-kitaptır. PDF okuyucu örnekleri kitap okumak için Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar Adobe Reader, Foxit Reader, Nitro PDF Reader, PDF-XChange Görüntüleyici, xPDF ve daha fazlası. Bunların çoğu ücretsiz. Akıllı telefonlarda küçük ekranları uyacak şekilde azaltılmış zaman bu biçimde bir dezavantajı PDF içeriği genellikle A4 veya mektup boyutuna ölçekli olmasıdır, bu okunamaz hale gelir. Önce PDF elektronik ortamda kitap Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar okumak için tasarlanmıştır. Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar. PDF görmek için bir çok program ve ücretsiz resmi program Adobe Reader vardır. Modern profesyonel baskı ekipmanları Önemli sayıda mümkün herhangi bir yazılım kullanmadan bu biçimde kitabı Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar okumayı kolaylaştırır PDF biçiminde, donanım desteği vardır. PDF bir kitap oluşturmak için geleneksel bir yol Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar sanal yazıcı, yani kendisi uzman programında hazırlanan belgedir – grafik programı veya metin editörü, CAD, vb, sonra ihraç kitap formatında elektronik ortamda dağıtımı için PDF Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar, vb basın aktarmak PDF, 1 Temmuz 2008 tarihi itibariyle açık ISO 32000 standardıdır. PDF formatındaki Kitap Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar (metin satır satır), vektör ve raster eklemeleri gerekli formlar ve multimedya kaynakları eklemenize olanak verir. PDF kitap Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar korumak ve imzaları doğrulamak için elektronik belgeler için bir mekanizma içermektedir. 

    KAŞİF KOZİNOĞLU KİMDİR?

    Kaşif Kozinoğlu, 1955 yılında Trabzon‘da doğmuştur. Annesi Belgin Kozinoğlu’dur. Figen Bıçakçı adlı bir kız kardeşi vardır. 1976 yılında Kara Harp Okulu‘ndan teğmen olarak mezun oldu. Mezun olur olmaz Isparta, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda komando ursu gördükten sonra 1980 yılına kadar burada görev yaptı. 1980 yılında Özel Harp Dairesi‘nde göreve başladı. 1992 yılında Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı adını aldı. 1995 yılına kadar Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın istihbarat ve eğitim ile ilgili bölümlerinde görev yaptı. Özel Kuvvetlerin bir kolu olan kısa adı MAK olan Muharebe Arama Kurtarma Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1995 yılında emekli olup MİT‘e girdi. Suriye, Bosna-Hersek ve Afganistan bölgesinde görev yaptı. Asya bölgesinin tamamı sorumluluk alanında olduğu için Orta Asya’dan Çin‘e kadar gidip geldi. 2010 yılının Eylül ayında MİT müsteşarı Hakan Fidan‘ın talimatıyla Başmüşavir olarak Asya bölgesine atandı. Eylül ayından itibaren de 5 defa yurt dışı görevine gönderildi. Kaşif Kozinoğlu, 11 Ocak 2011 tarihinde yine görevli olarak yurt dışına gönderildi ve 9 Mart 2011 tarihinde görevden döndü. 10 Mart 2011 günü Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz‘e ifade verdikten sonra Ergenekon davası kapsamında ve ODA TV soruşturması kapsamında gizli devlet belgelerini sızdırdığı gerekçesiyle mahkeme tarafından tutuklanarak Silivri‘deki cezaevine konuldu. 3 Kasım 2011 tarihinde Silivri Cezaevi’nde kaldığı odada fenalaştı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Kâşif Kozinoğlu, 13 Kasım 2011 tarihinde 56 yaşında iken İstanbul, Silivri Cezaevi’nde kalp krizinden vefat etti. Kâşif Kozinoğlu, ölmeseydi 22 Kasım 2011 tarihinde ilk duruşmasına çıkacak idi.

    Kaşif Kozinoğlu, Yeşim Kozinoğlu ile evli idi. Özel Kozinoğlu adında bir oğlu vardır. Aliya İzzetbegoviç Bosna savaşı döneminde asker eğitimi için Türkiye’den komutan ister. Türkiye en önemli savaşçı komutanı Kaşif Kozinoğlu’nu uçakla Bosna’ya bırakır. Paraşütle inip Bosna’da askeri eğitime başlar. Sırp askerlerini yok ederler. Kaşif Kozinoğlu Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli komutan ve MİT’çidir. Lakabı “hayalet” idi. Azerbaycan’a da gönderildi. Orada askerleri eğitip Ermenistan’a karşı savaştı. Azerbaycan’daki kod adı “Köroğlu” idi. Engin Alan Paşa da Azerbaycan’da aynı görevde bulundu. Kaşif Kozinoğlu’nun yüzünü gösteren temiz bir fotoğraf bile yoktu.Kâşif Kozinoğlu, Teşkilat-ı Mahsusa’nın efsane ismi Kuşçubaşı Eşref’i aratmayacak kadar yetenekli bir istihbarat subayıdır. Kod adı Hayalet’tir. Herkesi hayran bırakacak kadar da keskin nişancıdır. Aliya İzzetbegoviç, Sırp keskin nişancılarla başa çıkamıyordu. Türkiye’den yardım istedi. Hayalet Bosna’ya gönderildi. Sırp keskin nişancılar neye uğradığını şaşırdı. Kozinoğlu Bosna’da kurşun yedi yaralandı. Ama Bosna’yı korudu. Bir birliğe Kaşif Kozinoğlu adı verilecekti. Sovyet Rusya 1990’da dağılınca Türkmen ülkeler bağımsızlık ilan eder. Rusya ve Ermeniler Azerbaycan’a saldırır. Katliam yapar. Türkiye Kaşif Kozinoğlu’nun olduğu 12 kişilik ekibi savaş için Azerbaycan’a gönderir. Askeri birlik kurulup egitilir ve Ermeni ve Rusla savaşılır. Ekibin içinde Levent Göktaş Paşa da vardır. Levent Göktaş ise tam bir savaş uzmanıdır. Arkadaşları “Levent’i 500 PKK’lı arasına bırakın sağ çıkar” demişti. Aynı ekibin içinde Kıbrıs’ta Rumlara karşı savaşmış Engin Alan Paşa da vardı. Denetim, koordine ve egitimden sorumluydu. Levent Göktaş Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 3 adet üstün cesaret ve feragat madalyasına sahip olan tek kişidir. Onlarca kez pusuya düşürülmesine rağmen hepsinden sağ çıkmayı başarmıştır. Bu askerler bir gün Azerbaycan, birgün Kıbrıs, birgün Bosna, birgün Kuzey Irak’ta idi. Kozinoğlu 1995’te orduyu bırakıp MİT’e alındı. MİT’in Afganistan ve Çin’i de içine alan Asya Bölgesi sorumlusuydu. MİT’te hayalet olarak adlandırılıyordu. MİT’in Asya’dan sorumlu Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısıydı. Doğu Türkistanlıları da Çin’e karşı örgütledi eğitti. Görevi bırakmak istemişti. Ancak MİT’in yeni müsteşarı Hakan Fidan bunu kabul etmedi: “Sen bize Orta Asya’da çok lazımsın” diyordu. 2010’da Asya bölgesine Başmüşavir olarak atandı. Hakan Fidan ile ilişkisi devlet sırrıdır. FETÖ ikisini de yok etmek istedi. Hayatı vatanı korumakla geçmiş Engin Alan Paşa ve Levent Göktaş Paşa da Balyoz-Ergenekon’dan tutuklandı. Aylarca hapis yattılar. Kozinoğlu’nun dedikleri çıkmıştı. FETÖ, Tayyib Bey’i de hedef aldı kumpas kurdu. Hakan Fidan’a da. Kaşif Kozinoğlu öldükten sonra vucudunda eskiden kalma kurşun izleri görüldü. Ailesi “Kurşun yaraları Bosna ve Asya’daki savaşlardan kalma” dedi. Bu adamlar esaslı adamlar. Reklam, gösteriş yoktu. Amerika FETÖ eliyle bu insanları yok etmek istedi. Engin Alan Paşa hapisten çıkıp yurtdışına çıkma yasağı kalktığında “Yurtdışına ilk nereye gitmek istersiniz?” diye soruyorlar. Cevap “İlk fırsatta Azerbaycan’a gitmek istiyorum. Burnumda tütüyor” diyor. Aklı orada. FETÖ’cü alçaklar ise ABD’ye, Ermenistan’a, Avrupa’ya kaçtı. 

    Kaynak: biyografinettr, haberturk , Milliyet, Sabah, Sözcü woldpress, eksisözlük

  • BESMELE-İ ŞERÎFENİN FAZÎLETİ

    Her Müslümanın hayırlı işlerin başında: “Bismillâhirrahmânirrahîm”, sonunda da “Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn” demeye dilini alıştırması lâzımdır. Böylece kalbindeki îmânın lezzetini bulur, işlediği her işin hayır ve bereketini görür. Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurmuşlardır ki:

    “Bismillâhirrahmânirrahîm ile başlanmayan her (meşrû ve mübah) iş bereketsizdir.”

    “Besmele ile başlanılan hiçbir duâ reddolunmaz.”

    “Bir sıkıntıya düştüğün zaman: ‘Bismillâhirrahmânirrahîm, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm’ de. Muhakkak ki Allâhü Teâlâ bu duâ sebebiyle, dilediği belâları bertaraf eder.”

    “Üzerinde besmele-i şerîfe yazılmış olan bir kâğıdı, besmeleye ve Cenâb-ı Hakk’ın ismine ta’zîm ve hürmet ederek kirlenmemesi için yerden kaldıran kimse, Allâhü Teâlâ katında sıddîklardan yazılır…” (Burhânü’l-Müttakîn, Kırk Hadîs Şerhi)

    Ebû Hüreyre (radıyallâhü anh) buyurdular ki:

    Biri mü’mine, diğeri de kâfire musallat kılınmış iki şeytan yolda karşılaştılar. Kâfirin şeytanı semizdi, saçı başı düzgün ve gösterişli elbiseler giyinmiş idi. Mü’minin şeytanı ise zayıftı, saçı başı dağınık, pis ve çıplak bir halde idi. Kâfirin şeytanı: “Niçin bu haldesin?” diye sordu, öteki:

    “Benim musallat olduğum zât bir şey yiyeceği zaman besmele çeker, ben aç kalırım. Bir şey içeceğinde besmele çeker, susuz kalırım. Temizlenip saçını başını düzelttiğinde besmele çeker, ben böyle saçım başım dağınık perişan halde kalırım. Elbise giyeceğinde besmele çeker, ben çıplak kalırım.” dedi.

    Kâfirin şeytanı dedi ki: “Benim musallat olduğum adam ise senin dediklerinin hiçbirini yapmaz. Ben de onun yiyeceğine, içeceğine, giyeceğine hep ortak olurum.” (Mevâhibü Ledüniyye, Beycûrî)

Edep; 

Konuştuğun zaman diIini, yaInız kaIdığın zaman kaIbini, dışarıya çıktığın zaman gözünü korumaktır.

Cihan KAMA tarafından dizayn edilmiştir